Öztekin, avukatlarla Eskişehir Adliye Binası önünde düzenlediği basın toplantısında, yargıdaki iş yükü gerekçe gösterilerek yargının hızlandırılmasına katkı sağlayacağı düşüncesiyle ilk kez Adalet Bakanlığınca 2008 yılında hazırlanan "Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı" bir yasama döneminde sonuçlanamadığından hükümsüz sayıldığını hatırlattı.
Bu tasarının Bakanlar Kurulunca 2011 yılında yenilenerek Meclis Başkanlığına sunulduğunu ifade eden Öztekin, şöyle konuştu:
"Bu tasarı yakın gelecekte TBMM Adalet Komisyon Başkanlığında görüşülmeye başlanacak. Tasarı üzerinde yenilenmeden önce hemen hemen tüm Barolar eleştirilerini getirip tasarının tekrar gündemegelmemesi için çaba sarf etmişlerse de sonuç alınamadı. Baroların haklı eleştirileri maalesef dikkate alınmamıştır. Tasarı, hukuksal uyuşmazlıkların dava öncesi ve sonrası çözümünde baroya kayıtlı avukatlara ait olan tekel hakkını büyük oranda ortadan kaldırıyor."
Öztekin, tasarıyla dava öncesi ve sırasında hukuk fakültesi mezunu ve avukat olmayan kişiler 100 saatlik bir hukuk eğitimi sonrasında yapılacak sınavı başarmasıyla 'arabulucu' adı altında uyuşmazlıkların çözümünde rol alabileceğinin, Adalet Bakanlığının denetiminde arabuluculuk büroları açılacağının ve arabuluculuk sicilleri tutulacağının öngörüldüğünü iddia etti.
"Arabuluculuk Tasarısı'nın gündeme getirilmesi mesleğimizin bugüne kadar aldığı en büyük darbe olacak" diyen, Öztekin, şunları söyledi:
"Buna barolar ve üyeleri olan avukatlar asla izin vermeyecek. Arabuluculuk, yargının üçlü kurucu unsurunun dışlanarak, egemenliğin ve dolayısıyla yargı yetkisinin belirli kişilere ve zümrelere devrinden başka bir şey değildir. Savunma mesleğini yok edecek bu tasarının TBMM Genel Kuruluna gidişi bir felaket olacaktır.